Quantcast
Channel: Refika'nın Mutfağı
Viewing all 948 articles
Browse latest View live

Dünyanın en iyi dördüncü restoranı Mugaritz’de bir gece

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Michelin yıldızlı pek çok lokantaya gittim ama böyle bir servis görmedim.

refika3

22 farklı tabakta sunulan mönüde köpekbalığı çorbasından sanat eserini andıran et yemeği ‘inek ve çimen’e uçuk lezzetler var. Peki ben kaç puan verdim?

Dünyanın farklı yerlerinde Michelin yıldızlı pek çok restorana gitmiştim. Ama en iyi olma iddiasıyla ilk 10’da olan restoranlarda masa bulmak için en az 3-4 ay evvelden rezervasyon yapılması gerektiğinden ve ben de hiçbir zaman o kadar planlı ve programlı bir insan olamadığımdan buralara gitmeyi becerememiştim. Kısmet Mugaritzmiş. Mugaritz, İspanya’nın kuzeyindeki San Sebastian’a çok yakın olan küçük bir kasabada, şehrin biraz dışına kurulmuş. Yeşillikler içinde ahşapla taş karışık bir şekilde yapılan binası dağ evlerimizi andırıyor. Ana girişinde çok sade ve şık döşenmiş doğal malzemeler kullanılmış. Abartı hiçbir şey yok. Masaların üzerinde beyaz örtü ve sadece orası için bir sanatçı tarafından üretilen, tabaklardan yaptığı minik heykeller var. Simsiyah giyinmiş garsonlar ve loş ışık sayesinde yemekten başka hiçbir konsantrasyonunuz olmuyor. Şefi, Andoni Luis Aduriz dünyadaki en iyi şeflerden biri. El Bulli ekolünden geçmiş, yaptığı yemeği ‘tekno-duygusal’ olarak nitelendiriyor.

Mönü ise fiks, 22 farklı tabak bizi bekliyor.

refika4

BAŞLANGIÇLAR

İlk olarak ısıtılmış bir taşın üzerinde çıtır limon nüansı ile balık kemiği geliyor. Balık bize çok tanıdık bir balık: kalkan. İki günlük çiftlik kalkan balıklarını tavada kızartıp arasına sarmısak, limon ve toz kırmızı biber koymuşlar. Sarmısak ve kırmızı biber neredeyse hissedilemiyor. Çıtırtısı ise minik gümüş veya istavriti yediğinizde kılçık ayıklamazsınız da tatlı bir çıtırı yersiniz, işte o tecrübeyi yaşatmak amaçlı hazırlanmış.

Başka bir tabakta ise dikenli gül dalları üzerinde çıtır karides cipsi gibi bir et ve yanında siyah bir batırma sosu var. Sosu yiyince bal tadı alıyorsunuz, siyahlığını da külden aldığını anlıyoruz. Küle bir parça da yumurta sarısı eklenmiş.

Sonra bir kaşıkta yememizi istedikleri bir püre geliyor, üstünde ise ardıç yaprakları var. Ardıç yaprağı tadı beklenmedik şekilde lezzetli. Püre için aynısını söyleyemeyeceğim.

Akabinde gelen ise kekiğin bir türüyle yaptıkları tempura.

Ve ilk turun son tabağı olarak ince kıtır bir ekmeğin üzerinde ıstakoz ve tütsülenmiş bir tost var. Istakozun insanı mutlu ve tatmin eden haliyle kapari ve çeşitli yeşilliklerle bağlanmış sos birbirini çok güzel dengeliyor.

Buraya kadar bütün sunumlar harika. Sunulanların arasındaki tat uyumu da süper ancak tat patlamıyor. Yemekle ilgisini bilerek mesafeli tutan manken inceliğindeki arkadaşlarım dahi “Acaba doyacak mıyız?” endişesi içinde. Bütün bunlar çok küçük porsiyonlarda ve 20 dakika ara ile geldiğinden, bir taraftan yoldan geldiğimizden dolayı açlık devam ederken bir taraftan da mide sindirime geçtiğinden garip bir tokluk hissi var. Bu git-gel de enteresan bir şekilde vücudu yoruyor.

Sonra bal ve sirkeli çiçekler geliyor. Çiçekler kişniş, soğan, sarmısak, rokadan tutun adını bilmediğim pek çok başka çiçeğin birliğinden oluşuyor. Ben çiçek yemeyi çok seven biri olarak atlıyorum ancak tatlar birbiri ile yarışıp birbirlerini nakavt ediyor, likörümsü sirke ile son nokta oluyor. Ben de çiçekten çiçeğe konmuş, sonra da evinin yolunu unutmuş bir arıya dönüyorum. Bu garip tecrübenin bol kızartmalı başlangıçlardan sonra ağız temizliği için olduğunu düşünerek bir sonraki yemeğimi bekliyorum. Fermente edilmiş pirinç üzerine ıstakoz parçaları geliyor. Burada da sakinlik söz konusu. Tat kesinlikle patlamıyor.

Daha sonra yengeç sebze birlikteliğinin zamk kıvamındaki halinin makademyafıstığı ve pembe karabiberin dışındaki deri parçaları ile dokunuş yapılmış bir hali geliyor. Halen tatlar uçurmuyor. Bu aşamada sunumlar da iyice sadeleşti, sadece beyaz tabaklar ve biz varız.

Denizden giderken bir anda kâse içinde, hafif pişmiş yumurta sarısı ve etrafında küçük yüzlerce kurdu andıran şeylerin olduğu bir tabak geliyor. Tatları sulu, bir parça yosun kokusu var ancak anlayamıyorum. Meğersem denizşakayığı isminde bir deniz hayvanıymış.

Sonrasında (mönüdeki adı ile yazıyorum) ‘Köpekbalığı yüzgeci çorbası, yüzgeçsiz. Közlenmiş karnabahar suyu ile’ diye gelince, tadı da balık kemiklerini balık çorbası yapmak için 10 saniye batırıp çıkarmış gibi olunca bizim ekip kopuyor. Bizim için fiyatların yüksek olduğu ve paramızı biriktirerek gittiğimiz bir restoran olduğundan “kardeşim zengin olmak da zor, bunları ye ye nereye kadar” diye espriler de dönüyor. Geldiğimizin üzerinden iki buçuk saate yakın bir süre geçtiği için herkeste garip bir tokluk da başlıyor.

ANA YEMEKLER

refika2

Daha sonra gelen iki balık var. Bir tanesi Bask bölgesinin pil pil sosu diye meşhur sosunun kalkan balığı ile yapılmış hali. Diğeri de barlam balığı.

Benim, üçüncü ana yemek gibi olan ‘inek ve çimen’ isimli yemek hoşuma gidiyor. Yavaş pişmiş bir et ve üzerinde çimenli yeşil sosu ile tabak göze de mideye de hitap ediyor.

Son olarak kuzunun kıtır pişmiş, cipsleşmiş ve bonfile hallerinin birleştiği, 4 farklı pişim tekniğinin olduğu bir tabak önümüze geliyor. Kuzu kokusu fazla hâkim olduğundan hafif bir hayal kırıklığım oluyor.

TATLILAR

Tatlılar arasında, yenilebilir çiçeklerden yaptıkları kâğıt epey enteresan, İspanyolların turron isimli yılbaşı tatlısı dondurma ve ince gofret ile birleştirilince muhteşem olmuş. Son olarak gelen ise 7 katlı çikolata. Her katmanında farklı çikolatalar var. İsimleri insanlığın 7 günahından oluşuyor: “Gurur, kıskançlık, öfke, oburluk, tamahsızlık, şehvet ve miskinlik.” Bütün bu duyguların yemekle bir bağlantısı, yemeğin de bütün bu duyguları frenleyen veya yükseltebilen tarafı var. Çikolata üzerinden vurgusu çok güzel.

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül


Refika’dan “Gazlı Biber Dolması” Yazısı – Hürriyet Cumartesi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

“Dolma çocuklarıyız. Zamanda, parada, sosyal adalette ve şehirde çeşitli ve sıkışık bir hayatımız var. İçinde inanılmaz bir hüner, emek ve mücadele var.

Dolma… Birbirinden tamamen bağımsız malzemeler toplanıyor, her biri diğerine yarıyor. Örneğin çiğ kıyma pişerken su çıkarıyor, pirinç bu suyu içine çekiyor, dolmayı daha da sıkılaştırıyor; etin güzel suyunun uzun süreli pişimde kalmasını sağlıyor.
Dereotu, et ve pirinç dengesini ayarlarken, soğan da yardımcı oluyor, bir taraftan şeker katıyor. Fıstıklar karizma, baharatlar da tada köşeler katıyor. En son, suyu konduktan sonra katılan limon da dolmayı baygınlıktan ekşilikle kurtarıyor.”

5 Mart 2011’de yazmıştım bu yazıyı. Bugün o yazım geldi aklıma, kendimi anlatma yöntemi olarak seçtiğim tariflere bakarken.

_MG_2339

Her şeyden dolma yapabiliriz. 1494-1568 yılları arasında yaşamış olan Hanz Dernschwam İstanbul ve Anadolu Gezileri esnasında “taze kabakların, patlıcanların içini oyarlar, havuçları aynı şekilde doldururlar, asma yapraklarını elmalı börek tatlısı gibi sararlar” diye gezi notları derleyerek, dolmalardan bahseder. Midyeden, pırasadan, lahanadan, kiraz yaprağından, balıktan, tavuktan dolma yapmayı becermişiz hep.

Dolma içinde her şeyi barındırabilir. Farklılıkların bir araya gelmesi ile var olmayı bilmenin kanıtıdır. Meydana gelen inanılmaz tat ise bizi dolmanın peşinden koşturur. Kudretli çamın fıstıkları ile kuş üzümünü, pirinç ve dereotu birlikteliğinin üzerine midyeyi, tepesine de tarçını atıp tüm bu tat cümbüşünü zeytinyağ ve limonla sakinleştirdiğimizi düşünürsek, dolmanın yüzyıllar içinde damlaya damlaya gelmiş bir adet olduğunu anlamak mümkün olabilir.

Dolma, elinde, memleketinde en bol ne var ise onunla yapılır yahut da elinde kalanla. Dolma yapmak zahmetlidir, el emeği ister. Bu toprağın insanları olarak hiçbir şeyi kolay elde etmemekle birlikte içimizde oluşturduğumuz bir hamaratlık vardır. Gönlümüz zengindir ve bonkördür; bir saat uğraşıp 5 dakikalık bir keyif yaratırız sevdiklerimize.

Dolma espirilidir ve gizemlidir, sürprizlidir. Dışına bakıp içinde ne olduğunu tam kestiremezsin. Palıcan turşusu da, içli köfte de dolmadır. Kabak çiçeğini pirinçle, domates ve soğanla doldurursun, tencerede hafif yakarsın tadından yenmez.

Dolmanın üzerine tabak örtülür. Bu tabak bizim ne batılı ne de doğulu olan kültürümüzün üstü delikli baskı yöntemidir. Yavaş yavaş demlenelim, bir anda açılıp dağılmayalım diye üzerimize her daim örtülen bir tabak vardır. Bu tabak da içimizde barındırdığımız, her biri birbirinden farklı malzemeleri bir arada tutar. Bu memleketin güzelliği ve tarihidir o tabak. Bizans mirası, çok kültürlü Osmanlı esintisidir.

Hiçbir dolma bir diğerine benzemez, dolmada her kişinin elinden ayrı bir lezzet çıkar. Herkes ayrı malzeme ayrı baharatlar koyar.

Dolmanın en güzel eşlikçisi yoğurttur. Yoğurdun tadını en iyi biz anlarız. Dünya sütü pıhtılaştırıp peynir olarak değerlendirirken bizim yoğurt gibi akışkan, pıhtılaşmayan göçebe ruhumuz vardır. Bir taraftan bizim deli kanımızı sakinleştirir diğer taraftan da acıdan, biberden yanan midemizi dengeler. İçi dolu zenginlikleri sakin ve serinlikle örter. Biz severiz sıcakla soğuğu birleştirmeyi.

Biz dolma çocuklarıyız. Sinek ilacı kamyonlarının arkasından koşan çocuklar olarak annemiz “hadi içeri gel” der ve dolmaları bir bir götürerek kendimize geliriz. Yeri geldiğinde de öyle güzel kullanırız ki bu anımızı herkes bize şapka çıkarır.

Dolma bizim çeşitliliğimizdir. Başörtümüz, Atatürk’ümüz, Kürt vatandaşımız, Polisimiz, Askerimiz, soğanı bol kullanmayı bize gösteren Ermeni vatandaşımızdır. Karikatürcülerimizin, Yunus Emre’nin, Nazım Hikmet’in içinde tuzu bulunduğu birlikteliğimizdir. Politik olmayan, gerçekten sevgiyle büyümüş, aklın bombadan daha güçlü bir silah olduğunu gösteren gençlerimizdir. Dolduruşa gelmeyen, dolma gibi yavaş yavaş ve emekle sardığımız, büyüttüğümüz, piştiğinde bizi şaşırtan tadıyla yeme de yanında yat çocuklarımızdır…

Bu haftaki tarif de dini, ırkı, inancı ve politik görüşü bambaşka olan yine de ortak değerlerine sahip çıkmaya çalışan özel insanlara. Yeni alışkanlık ve bağımlılıklarımızı göz önünde bulundurarak hazırladığım Gazlı Biber Dolması.

GAZLI BİBER DOLMASI TARİFİ

Nar Projesi-332

Bu tarifle 35 orta boy kapya biberi doldurabilirsiniz. Böylece bolca yapıp komşunuza, eşinize, dostunuza ikram edip, yemek vasıtasıyla paylaşma hissinin verdiği keyfi yaşayabilirsiniz.

Gelelim tarife; 3 orta boy soğanı ince ince kıyın. 1/2 çay bardağı zeytinyağında rengi dönene kadar kavurun. İçine 1,5 su bardağı pilavlık bulguru ekleyin ve biraz kavurun. Bir parmak büyüklüğünde acı kırmızı biberi ince ince doğrayıp ekleyin. İsteğinize göre tuz serptikten sonra 2,5 su bardağı suyu tencereye koyun ve suyunu çekene kadar yaklaşık 5 dakika ön pişirmesini yapın.

Tencereyi ateşten aldıktan sonra ince ince doğradığınız 6 dal nane ve 2/3 bağ maydanozu ekleyin. 1 çorba kaşığı yenibahar, 1 tatlı kaşığı karabiber ve 2 çorba kaşığı nar ekşisini ekleyip tatlar iyice birbirine geçene kadar karıştırın. 1 çay bardağı daha zeytinyağı ve 400 gr.lık konserve nohut ve fasulyeden birer kutu ekleyip tüm iç malzemesi kaynaşıncaya kadar karıştırın. Soğuması için kenarda bekletin.

Bu arada 35 adet orta boy kapya biberin kapaklarını yarım keserek suda 15 dakika haşlayın ve ardından kapya biberi çıkarıp soğuk suya koyun. İç malzemenizle biberlerinizi doldurun. Geniş bir tencerenin dibini zeytinyağı ile yağlayın, mümkünse üst üste gelmeyecek şekilde dolmaları dizin. Dolmalarınız dağılmasın diye üzerini tabakla kapatın ve üzerine 1/2 çay bardağı su ekleyin. Önce kapağı kapalı şekilde kısık ateşte 15 dakika pişirin. Sonra kapağını açıp, orta ateşte dibi hafif tutana kadar pişirin.

Halkımızın bütün fertlerine sabır, huzur ve mutluluk diliyorum. Büyük bir sofrada tüm farklılıklarımızla, çeşit çeşit dolmalarımız, içkimiz ve ayranımızla doya doya muhabbet ettiğimiz hoşgörü ve sevgi dolu günler.

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Taze Börülceli Kabak Tarifi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

RMMLS2 Dedemin yemekleri-030

 

Kabakları 4 eşit parçaya kesin ve içlerini biraz alın. İçleri çekirdekli olduğundan zeytinyağlınıza hoş olmayan bir ekşilik verecektir. Börülceleriniz çok taze ise fazla temizlemenize gerek kalmayacaktır. İster elinizle ister bıçak yardımıyla 2-3 parçaya bölün. Bir tencerede 4 top kabağı ve 3 diş sarımsağı, bir diğer tencerede de 400 gr börülce ve 3 diş sarımsağı üstüne geçecek kadar su ile haşlayın. Sebzeler haşlandıktan sonra bir tavaya yaklaşık 2 çorba kaşığı zeytinyağı koyun. İnce kıydığınız 6 diş sarımsağı ve ardından fasulyeleri ekleyin. Kabakları da içine atıp sotelemeye devam edin. Bu sırada tuzunu ekleyin. Ateşten aldıktan sonra, sıcağı sıcağına yarım limon sıkın ve soğuması için kenara alın. Bu zeytinyağlının özelliği isterseniz sıcak isterseniz soğuk yiyebiliyor olmanız. Yoğun günlerinizde hızlıca ve lezzetten ödün vermeden yapacağınız zeytinyağlınız size yemede yanında yat dedirtecek.

Malzemeler

400 gr börülce
750 gr kabak / 4 top kabak
12 diş sarımsak
2 çorba kaşığı zeytinyağı
½ limonun suyu
Tuz

 

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Sakızlı Pide Kadayıfı Tarifi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

RMMLS2 Dedemin yemekleri-048

Sadece ramazanda yediğimiz ramazan pidesi aslında her ay fırınlarımızda bulabildiğimiz bir malzeme. Tüm yıl boyunca özlemini çektiğimiz pideye ramazan ayında kavuşunca fazlasıyla bonkör davranıp bolca alırız, misafirlerde elleri boş gelmediği için genelde evlerde bir sürü pide kalır ve bayatlar. Bu tarifi geliştirirken özellikle bayat pideleri değerlendirmek isteyerek yola çıktım.

Öncelikle 4,5 su bardağı sütü ocakta ısıtın. Daha sonra içinden 1 su bardağı süt alın ve In love valsonun içine dökün. 12 adet kuru inciri de içine ekleyip yaklaşık bir saat bekletin. Kuru incirleri ılık süt ile açarak ta Anadolu’nun meşhur tariflerinden incir uyutmasına göz kırpmış olduk. Bu tatlıyı, taze incir mevsimi olduğunda taze incirle yaptığınız zaman lezzet olarak en doruk noktasına çıkıyor. Bu tarifi Ramazan pidesiyle istenilen diğer aylarda da yapabilmek için kuru incirle de denedim ve yine çok lezzetli oldu. Eğer elinizde taze inciriniz var ise 6 adet taze inciri, 1 kahve fincanı süt ile Valso’dan geçirebilirsiniz. Bu arada tencerede kalan 3,5 bardak sütün içine 11 gr sakız, 1 su bardağı şekeri ekleyin tekrar kaynamaya bırakın.

Aslında pideniz bayat olduğu için kurutmaya gerek yok ama yine de pidenizi hem biraz ısıtmak hem de biraz daha kıtır hale getirmek için 200 derece fırına birkaç dakikalığına atın. Fırından pideyi çıkartın ve iki bütün yuvarlak parça elde edecek şekilde ortadan ikiye bölün. Bu iki parçayı ayrı tepsilere alın pidenin iç kısımları yukarı bakacak şekilde yerleştirin ve ılıttığınız sakızlı süt ile her ikisini de ıslatın, bir parça da sonradan üzerine dökmek için ayırın. Daha sonra ortalarına incirli-kaymaklı karışımı eşit bir şekilde sürün ve bir parçayı diğer parçanın üstüne kapatın. Tencerede kalan sütü de üzerine dökün ve dinlenmesi için bir kenara alın. Ekmek kadayıfınızı servis etmeden önce yaklaşık 2-3 saat dinlenmesi gerekecek. Yarım saat oda sıcaklığında, kalan sürede de buzdolabında bekletin. Arada gelip gidip kenarlarından tepsiye akan sütü pidenin üzerine gezdirin ki, bütün sütü içine çeksin.

Malzemeler

3,5 su bardağı süt
15 gr sakız
1 su bardağı şeker
1 ramazan pidesi

İçi için;
200 gr kaymak
12 adet kuru incir, 1 su bardağı ılık süt, 1 kahve fincanı soğuk süt
veya
6 adet taze incir 1 kahve fincanı süt

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Dedemin Yemekleri – Mucize Lezzetler S2 B34

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Refika dedesini anarak, Kıbrıs pratik ve lezzetli yemeklerinden hazırlıyor. Patatesli köfte, taze börülceli kabak ve sakızlı pide kadayıfı tarifleri veriyor.

————————————————————————————————————————–

Bol Patatesli Köfte

500 gr patatesi mutfak robotuyla ince ince rendeleyin. Ortaya çıkan suyunu mutlaka süzmeniz gerekiyor. Bunun için tel süzgeci bir kabın üzerine koyun ve üzerine patatesleri ekleyin. Ellerinizle iyice bastırarak suyunu sıkın ve üzerine bir ağırlık koyun ki patateslerin bütün suları süzülsün. Bu sırada köftenin kıymasıyla devam edin. Karıştırma kabının içine 500 gr kıymayı ekleyin. Sonra içine yine mutfak robotunda rendelediğiniz 1 adet soğanı, 2 diş sarımsağı, 1 tane yumurtayı, 1 çorba kaşığı karabiberi, 1 çay kaşığı karbonatı, 1 tatlı kaşığı tarçını, 1 tatlı kaşığı pul biberi ve 3 çay kaşığı tuzu kıymaya ekleyin ve güzelce yoğurun. Bu sırada patatesteki suyun iyice ayrıştığını göreceksiniz. Bu sıvının üst kısmını atın ve altındaki kaymak gibi yoğun olan beyaz şey aslında nişastanın özü ve bunu kullandığınız için galeta unu ya da ekmek içine ihtiyacınız olmayacak. Bu kaymak gibi parçayı ekleyin ve kıymayı iyice yoğurun. Suları iyice süzülmüş patatesleri, 15 dal ince kıyılmış maydanozu ve mutfak robotunda rendelediğiniz 1 adet soğanı suyunun bir kısmını süzerek ekleyin ve karıştırın. Bu karışımı yarım saat kadar beklettikten sonra cevizden biraz büyük parçalar kopardığınız kıymalara uzun şekil verip zeytinyağında kızartın. Kıbrıs’ta sık sık yapılan bu tarifle köfteye gerek patates nişastasıyla gerekse karbonatla yeni bir boyut kazandıracaksınız.

Malzemeler

500 gr kıyma
500 gr patates
1 adet orta boy soğan
1 adet yumurta
15 dal maydanoz
2 diş sarımsak
1 çay kaşığı karbonat
3 çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı tarçın
1 çorba karabiber
1 tatlı kaşığı pul biber

———————————————————————————————————-

Sakızlı Pide Kadayıfı

Sadece ramazanda yediğimiz ramazan pidesi aslında her ay fırınlarımızda bulabildiğimiz bir malzeme. Tüm yıl boyunca özlemini çektiğimiz pideye ramazan ayında kavuşunca fazlasıyla bonkör davranıp bolca alırız, misafirlerde elleri boş gelmediği için genelde evlerde bir sürü pide kalır ve bayatlar. Bu tarifi geliştirirken özellikle bayat pideleri değerlendirmek isteyerek yola çıktım.

Öncelikle 4,5 su bardağı sütü ocakta ısıtın. Daha sonra içinden 1 su bardağı süt alın ve In love valsonun içine dökün. 12 adet kuru inciri de içine ekleyip yaklaşık bir saat bekletin. Kuru incirleri ılık süt ile açarak ta Anadolu’nun meşhur tariflerinden incir uyutmasına göz kırpmış olduk. Bu tatlıyı, taze incir mevsimi olduğunda taze incirle yaptığınız zaman lezzet olarak en doruk noktasına çıkıyor. Bu tarifi Ramazan pidesiyle istenilen diğer aylarda da yapabilmek için kuru incirle de denedim ve yine çok lezzetli oldu. Eğer elinizde taze inciriniz var ise 6 adet taze inciri, 1 kahve fincanı süt ile Valso’dan geçirebilirsiniz. Bu arada tencerede kalan 3,5 bardak sütün içine 11 gr sakız, 1 su bardağı şekeri ekleyin tekrar kaynamaya bırakın.

Aslında pideniz bayat olduğu için kurutmaya gerek yok ama yine de pidenizi hem biraz ısıtmak hem de biraz daha kıtır hale getirmek için 200 derece fırına birkaç dakikalığına atın. Fırından pideyi çıkartın ve iki bütün yuvarlak parça elde edecek şekilde ortadan ikiye bölün. Bu iki parçayı ayrı tepsilere alın pidenin iç kısımları yukarı bakacak şekilde yerleştirin ve ılıttığınız sakızlı süt ile her ikisini de ıslatın, bir parça da sonradan üzerine dökmek için ayırın. Daha sonra ortalarına incirli-kaymaklı karışımı eşit bir şekilde sürün ve bir parçayı diğer parçanın üstüne kapatın. Tencerede kalan sütü de üzerine dökün ve dinlenmesi için bir kenara alın. Ekmek kadayıfınızı servis etmeden önce yaklaşık 2-3 saat dinlenmesi gerekecek. Yarım saat oda sıcaklığında, kalan sürede de buzdolabında bekletin. Arada gelip gidip kenarlarından tepsiye akan sütü pidenin üzerine gezdirin ki, bütün sütü içine çeksin.

Malzemeler

3,5 su bardağı süt
15 gr sakız
1 su bardağı şeker
1 ramazan pidesi

İçi için;
200 gr kaymak
12 adet kuru incir, 1 su bardağı ılık süt, 1 kahve fincanı soğuk süt
veya
6 adet taze incir 1 kahve fincanı süt

——————————————————————————————————–

 Taze Börülceli Kabak

Kabakları 4 eşit parçaya kesin ve içlerini biraz alın. İçleri çekirdekli olduğundan zeytinyağlınıza hoş olmayan bir ekşilik verecektir. Börülceleriniz çok taze ise fazla temizlemenize gerek kalmayacaktır. İster elinizle ister bıçak yardımıyla 2-3 parçaya bölün. Bir tencerede 4 top kabağı ve 3 diş sarımsağı, bir diğer tencerede de 400 gr börülce ve 3 diş sarımsağı üstüne geçecek kadar su ile haşlayın. Sebzeler haşlandıktan sonra bir tavaya yaklaşık 2 çorba kaşığı zeytinyağı koyun. İnce kıydığınız 6 diş sarımsağı ve ardından fasulyeleri ekleyin. Kabakları da içine atıp sotelemeye devam edin. Bu sırada tuzunu ekleyin. Ateşten aldıktan sonra, sıcağı sıcağına yarım limon sıkın ve soğuması için kenara alın. Bu zeytinyağlının özelliği isterseniz sıcak isterseniz soğuk yiyebiliyor olmanız. Yoğun günlerinizde hızlıca ve lezzetten ödün vermeden yapacağınız zeytinyağlınız size yemede yanında yat dedirtecek.

Malzemeler

400 gr börülce
750 gr kabak / 4 top kabak
12 diş sarımsak
2 çorba kaşığı zeytinyağı
½ limonun suyu
Tuz

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Peynirlerin en asisi, Kıbrıslıların gururu ‘Dominant’ hellim – Hürriyet Cumartesi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

1000893_10152933996645177_760881436_n

Bir peynirden çok daha fazlası. Dilim dilim kesip yiyince ayrı, ızgaraböreğin veya yemeği

İki hafta evvel Kıbrıs Sanayi Odası tarafından hem kendimce Hellim tanıtımı için yapmaya çalıştıklarımdan dolayı teşekkür etmek hem de yaptıklarını anlatmak için davet aldım.

Hellim, Kıbrıs Adası’nın en önemli simgelerinden biri. Rum tarafının da Kuzey Kıbrıs bölgesinin de coğrafi kültür mirası. Florio Bustron, 1554’te hazırladığı bir raporda ‘Caloumi’ adıyla bahseder hellimden. Bu da kuzey- güney tartışmasından çok daha evvel, adanın tamamına dair bir kültür olduğunun kanıtıdır. Kıbrıs Sanayi Odası da Türkiye’ye ve dünyaya Kuzey Kıbrıs’ta üretilen hellimin yayılabilmesi için bir standardizasyon getirip, coğrafi işaretlemenin hakkını verecek çalışmalara başlamış.‘Coğrafi işaretlemeden’ kasıt şu: Türkiye’de hammadde sağlayıcıları, üreticiler ve tüketiciler arasında bir söz birliği sağlanamadığından, kolay kolay bu kararlar çıkamıyor.

Konuyu uzatmadan anlatabilmek için ‘Kayseri pastırması’ adıyla piyasada olan ama farklı tat, kalite ve kuruluktaki pastırmaları örnek verebiliriz. Oysa namı değer olabilmesi iyi ile kötünün ayrılabilmesi gerekir. Bunun için de çemen karışımı, etin bekleme süresi, ısısı gibi faktörleri standardize etmek gerekiyor ki istenen tat çıkabilsin, isminin hakkını verebilsin. İtalya ve İspanya’da pek çok başarılı örneği olan bu tip uygulamalarda biz henüz ağız, söz ve yürek birliğine gidemiyoruz. Kıbrıs Sanayi Odası hem hellim üreticilerini hem de süt üreticilerini yan yana getirmeyi büyük ölçüde başarmış. ‘Hellimhalloumi: Original Cyprus Cheese’ ismiyle bir logo ve web sitesi hazırlamış. (hellimhalloumi.org) En büyük hellim üreticileri bu standartlara şimdiden kendini adapte etmiş. Yavaş yavaş orta ölçekliler de sertifikalarını almakta. En az bunlar kadar güzel olan bir diğer gelişme de Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı’nın canavar gibi kadrosu. Modern dünyanın gerekleri ve yöntemlerini, diğer ülkelerde neler olduğunu takip ettikleri gibi yurtdışında da hellimin tanıtımı için fuarlara ve aktivitelere katılıyorlar.

Biberiye_Dalõnda_Hellimli _ Kiraz_Domatesli  sisler

Kıbrıs’ınki neden farklı?

Hellime, Türkiye’de ‘Hellim Peyniri’ denir. Oysa Kıbrıs’ta sadece hellimdir, peynirden farklıdır. Kıbrıs’ta yapılan hellimin farklı olmasındaki temel sebep Kıbrıs’ın hayvanları ve onların sütlerinin lezzeti. Ayrıca keçi, koyun ve inek sütü karışımı olması. Mesela Kıbrıs’ın döneri de çok lezzetlidir. Yerken kekik kokusu alırsınız etten. Beslenme şekilleri, serbest dolaşımları ve kendiliğinden doğal tarım ve hayvancılığın parçası olması ayrı bir kıymet katıyor. Ayrıca yöre insanının hellim ile büyümüş olmasından dolayı konuya ve kalitesine hâkimiyeti de çok önemli.

Hellim Burger (4-5 adet)

Hellim Burger

Bahsettiğim gibi hellimin et tadına çok yanaşan bir lezzeti var. Dolayısıyla vejetaryenler için güzel bir alternatif. Bir kalıp hellimden de 4 kişiyi fazlaca doyurmak mümkün. Hem büyükler için hem küçükler için kolay bir tarif.

Yapılışı: Hellim peyniri tuzlu bir peynir olduğundan, 2 saat önceden ılık suya koyun ve bekletin. Ardından mutfak robotuna kabaca doğradığınız 150 gram hellim peynirini, 2 diş sarmısağı, 1 adet yumurtayı atın ve bütün hale gelene kadar çalıştırın. Güzel bir hamur kıvamı elde edince, gelişigüzel kıydığınız 5 dal maydanozu, yarımşar çay kaşığı tuz ve kimyonu, birer çay kaşığı karabiber ve toz kırmızı biberi, ¼ muskat rendesini ve 4 çorba kaşığı galeta ununu ekleyip elinizle güzelce yoğurmaya devam edin. Bu sırada ufak küpler halinde kestiğiniz 1 adet kuru soğanı, tavada 1 çorba kaşığı zeytinyağıyla karamelize olana kadar iyice kavurun ve harcınızın içine ekleyin. Hazır olan burger harcınızdan yapacağınız köfteleri ekmeklerinize göre şekillendirin.

Köftenizi kızar-tacağınız tavaya 1 cm kaplayacak kadar zeytinyağını ekleyin. Şekillendirdiğiniz köfteleri pişirmeden önce bir tabağa 3 çorba kaşığı susam ekleyin. Tabağı sallayarak bir tabaka oluşturun. Ardından köftenin iki tarafını hafifçe bastırarak etrafına susam tanelerinin yapıştığına emin olun. Köftelerinizi kızgın, derin yağda rengi dönene kadar iyice kızartın. Ekmeklerinizi, uygun bir tavada güzelce ızgara yapın. Ekmeğinizin iç kısımlarına hazırladığınız mayonez sosundan sürüp, marul yaprağını yerleştirin, hatta bir parça marul

yaprağının üzerine de ekleyin. Güzelce kızarmış köftenizi de koyduktan sonra bir marul yaprağı daha koyup, ekmekle kapatın. Mayonezli sos için 5-6 dal frenksoğanını çok ince olacak şekilde kıyın ve 3 tepeleme çorba kaşığı mayonezin içine ekleyin. Üzerine arzu ederseniz taze çekilmiş karabiber ekleyebilirsiniz. Burgeriniz keyfini çıkartmak için hazır ve nazır olacak.

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Kurutulmuş Etli Kavun Tarifi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

RMMLS2 Dedemin yemekleri-063-Edit

Kavunu ortadan ikiye bölün. Çekirdeklerini çıkartın. Ben mutfakta çok çeşitli gereçler kullanmıyorum pek ama parizyen kaşığı istisnalarımdan birisi. Bu kaşığın yardımı ile kavundan yaklaşık 50 top çıkartın. Eğer parizyen kaşığınız yoksa ucu sivri bir çay kaşığı yardımı ile de kavun topları yapabilirsiniz. Kavun topları çıkartırken kavuna zarar vermemeye çalışın çünkü kavunun kabuğunu şişleri servis etmekte kullanacağız. Kavundan artan parçaları da atmayın. Malum kavun, salatalık familyasından geliyor o yüzden salatalık yerine kavun da kullanarak salatalarınıza renk katabilirsiniz hatta kısır bile yapabilirsiniz.

Şimdi 50 yaprak rokayı saplarından ayırın. 200 gr yaklaşık 50 dilim kuru eti 5 cmlik parçalar halinde kesin. Bir kapta 150 gr İzmir tulumunu çatal ile ezin. ½ çay bardağı süt ile karıştırıp sos haline getirin ve içine 3 çay kaşığı çörek otu ilave edin. Elinize kuru et alın, aşağı yukarı aynı boyda olan roka yaprağını üzerine koyun üzerine bir kavun topu alın C şeklinde katlayıp şişten geçirin ve ters çevirdiğiniz yarım kavuna şişlerinizi takın. Böylelikle alışıla gelmişin dışında malzemeler kullanarak servis ekipmanlarınızı şekillendirebilir aynı zamanda sofranızı da süslemiş olursunuz. Yemeden önce her şişin her iki tarafını sosa hafif buladığınız da yemede yanında yat dedirtecek.

Malzemeler

1 adet orta boy kavun
200 gr kuru et
150 gr İzmir tulum
½ çay bardağı süt
3 çay kaşığı çörek otu
50 yaprak roka

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Sucuklu Hellim Peynirli Şiş

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

RMMLS2 Dedemin yemekleri-078

Sucukları 1-1,5 cmlik dilimler halinde kesip, çıkan halkaları dört eşit parçaya bölün. 250 gr hellim peynirini aşağı yukarı sucuklarla aynı boyda olacak şekilde kesin. Bütün malzemelerin aynı boyda olmasına dikkat edin ki pişme süreleri eşitlensin. Hellim doğası gereği tuzlu bir peynir olduğu için biraz suda bekletin. Köy biberlerini 7 eşit parçaya kesin, eğer çeri domateslerin en küçüklerinden bulamazsanız onları da mutlaka ortadan ikiye kesin. Sonra sırası ile 1 parça köy biberi, 1 parça hellim, 1 adet çeri domates ve 1 parça sucuğu şişe geçirin ve ızgarada pişirin. Nerede bunun Refika dokunuşu derseniz de, tuzlu Antep fıstığından yapacağımız sos diyebilirim size. Havanın içinde 3 çorba kaşığı Antep fıstığını çok az tuz ve 6-10 dal fesleğen ile birlikte dövün. İçine 3 çorba kaşığı zeytinyağı ekleyin. Bir çay kaşığı ile bu sostan lavaşın üzerine eşit aralıklar ile 6 kaşık koyun. Sanki tost yapar gibi diğer lavaşı da üzerine kapatın, elinizle iyice bastırarak pestonun yayılmasını sağlayın. Nefis sosunuz ile lezzetlendirdiğiniz lavaşlarınızı 6 parçaya kesin. Izgarada pişirdiğiniz şişi bu lavaşlara sarıp afiyetle yiyin.

Malzemeler

250 gr sucuk
250 gr hellim peyniri
7 adet köy biberi
50 adet şişe domates
3 çorba kaşığı Antep fıstığı
6-10 dal fesleğen
3 çorba kaşığı zeytinyağı
Tuz
Lavaş

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül


Tavuklu Pastırmalı Hurmalı Şiş

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

RMMLS2 Dedemin yemekleri-104

Ben tatlıların tavuğa çok yakıştığını düşünüyorum ve bunun için bu defa tavuk ile hurmayı birleştirmeyi istedim. Bir karıştırma kabının içerisine; büyük tavla zarı büyüklüğünde kestiğiniz 4 parça tavuk göğsünü, 5 çorba kaşığı soya sosunu, 3 çorba kaşığı balı, 20 dilim pastırmanın çemenini ve 1 çorba kaşığı pul biberi iyice karıştırın. Çemenin iyice eridiğinden emin olun. 20 dilim pastırmayı tavuklarla aynı boyutta olacak şekilde kesin. Hurmaların çekirdeklerini çıkartıp tavuklarla eşit olacak şekilde kesin. Pastırma ve hurmaları da tavuklara ekleyin ve bütün tatların birbirine karışması için birlikte dinlendirin. Daha sonra her şişe bir parça tavuk, bir dilim pastırma, bir parça hurma şeklinde tekrar ederek dizebilirsiniz. Her şiş 3 parça tavuk, 2 dilim pastırma, 2 parçada hurma birlikte piştiğinde inanılmaz bir lezzet uyumu oluyor.

Malzemeler

4 parça tavuk göğsü
7 çorba kaşığı soya sosu
3 çorba kaşığı bal
4 çorba kaşığı zeytinyağı
9 adet hurma
14 dilim çemenli pastırma
1 şişte 3 tavuk, 3 pastırma, 2 hurma var

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Şişte Burger Tarifi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

 

RMMLS2 Dedemin yemekleri-097-Edit

Maharet hamburgerin köftesindedir. Genelde Worcestershire sosu kullanılır. Ben bu hamburgerde kullanacağım sosu ülkemizin malzemeleri ile uyarlamak istedim. Bana bu konuda pekmez ve sirke yardımcı oldu. Etin en lezzetli yeri olan döş kısmını kullanın. 500 gr dana döş kıymayı, 1 çorba kaşığı galeta ununu, 1 çorba kaşığı tane hardalı, 1 çorba kaşığı pekmezi, 1 çorba kaşığı sirkeyi, 1 yumurtayı, 1 tatlı kaşığı karabiberi ve tuzu karıştırın. Çok fazla yoğurmayın, kıymanın malzemeler ile karışması yeterli. Kişi başı 50 gr edecek şekilde parçalar ayırın ve küçük köfteler yapın. Izgarada, sevdiğiniz pişkinlik derecesinde; az, orta veya iyi, pişirin. Daha sulu bir hamburger elde etmek istiyorsanız çok fazla pişirmemelisiniz. Bu sırada pastaneden aldığınız yağlı boş sandviç ekmeklerini ortadan ikiye kesin ve içlerinde iz çıkana kadar ızgara edin. Önce pişirdiğiniz ekmeğin alt kısmını sonra köfteyi daha sonra da ekmeğin üst kısmını şişe geçirin. Bu kadar güzel bir karışım ekstra hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak ama daha belirgin tatlar isteyenler için turşu ya da hardal tavsiye edebilirim.

Malzemeler

500 gr döş kıyma
1 çorba kaşığı galeta unu
1 çorba kaşığı tane hardal
1 çorba kaşığı pekmez
1 çorba kaşığı sirke
1 yumurta
1 tatlı kaşığı karabiber
Tuz
12 – 15 adet yağlı boş sandviç ekmeği

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Yaz Şerbeti Tarifi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

RMMLS2 Dedemin yemekleri-122 (1)

Bu tarifin benim için en ama en önemli tarafı şeker yerine pekmez kullanıyor olmak. Bir diğer önemli tarafı da; hani mevsim meyvelerinden iki-üç tane kalır elimizde, hatta biraz yumuşamışlardır, ne yapacağımızı bilemeyiz ya… İşte tam bu zamanlarda yapmak için ideal. Üçüncü önemli tarafı da ilk yaptığınız anla bir gün bekledikten sonraki tat değişikliği: işte bu değişikliğe bayılacaksınız. Tahmin ediyorum ki size yeni şerbetler üretmek için de pek çok ilham verecek.

Üç adet şeftali ve üç adet sulu armudun kabuklarını soyun ve çekirdeklerini çıkarın. Beş adet kayısının da çekirdeklerini alın ve tüm meyveleri katı meyve sıkacağından geçirip suyunu çıkarın. Katı meyve sıkacağınız yoksa, meyveleri ezerek püre haline getirerek de suyunu çıkarabilirsiniz. Çıkan suyu derin bir sürahi ya da şişeye koyup, üzerine yarım çay bardağı incir pekmezi ilave edin. İncir pekmezi bulamazsanız, üzüm pekmezi de kullanabilirsiniz. İyice karıştırdıktan sonra buz gibi soğuyana kadar buzdolabında bekletin. Servis yapacağınız zaman bardağa önce kırık buz eklerseniz içimi daha da güzelleşiyor. Ayrıca içine dilediğiniz gibi meyve taneleri ya da ferahlık etkisi için nane yaprakları atabilirsiniz. Boğucu, sıcak günler ve gecelerde, gelenekle gündelik hayatı birleştirmenin keyfini bu hoş şerbetlerde bulmanız dileğiyle.

Malzemeler

3 tane armut
3 tane şeftali
5 tane kayısı
1 çay bardağı incir pekmezi

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Şerb-i Sorbet

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

RMMLS2 Dedemin yemekleri-116-Edit

Bu tarifin benim için en ama en önemli tarafı şeker yerine pekmez kullanıyor olmak. Bir diğer önemli tarafı da hani mevsim meyvelerinden iki-üç tane kalır elimizde, hatta biraz yumuşamışlardır, ne yapacağımızı bilemeyiz ya…. İşte tam bu zamanlarda yapmak için ideal. Üçüncü önemli tarafı da ilk yaptığınız anla bir gün bekledikten sonraki tat değişikliği: işte bu değişikliğe bayılacaksınız. Tahmin ediyorum ki size yeni şerbetler üretmek için de pek çok ilham verecek. Üç adet şeftali ve üç adet sulu armudun kabuklarını soyun ve çekirdeklerini çıkarın. Beş adet kayısını da çekirdeklerini alın tüm meyveleri katı meyve sıkacağından geçirip suyunu çıkarın. Katı meyve sıkacağınız yoksa, meyveleri ezerek püre haline getirerek de suyunu çıkarabilirsiniz. Çıkan suyu buzluğa girebilecek bir kaba koyun üzerine yarım çay bardağı incir pekmezi ilave edin. İncir pekmezi bulamazsanız, üzüm pekmezi de kullanabilirsiniz. İyice karıştırın. Sorbenin hazır olması yaklaşık 6-7 saat sürecek. Tam bir sorbe kıvamı için aşağı yukarı saatte bir sorbenizi çırpmanız gerekecektir. Boğucu, sıcak günler ve gecelerde, gelenek ve gündelik hayatın birleştiği bu tarifi eminin çocuklarınız da çok sevecek.

Malzemeler

3 tane armut
3 tane şeftali
5 tane kayısı
1 çay bardağı incir pekmezi

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Klasik İmam Bayıldı Tarifi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

imam bayildi 1

6 adet kemer patlıcanı pijamalı kesin, 3 çorba kaşığı zeytinyağı ve tuzla ovun. 200 derecelik fırında 40- 45 dakika kadar arada çevirerek pişirin. Patlıcanlarınız pişerken bir yandan da tavaya 8 çorba kaşığı zeytinyağı koyun, iyice ısınınca içine ince ince doğradığınız 4 orta boy kuru soğanı ekleyin ve kavurun. Soğanlar iyice pembeleşince yarım santim kalınlığında kestiğiniz 8 adet sivribiberi ekleyin ve kavurmaya devam edin. Daha sonra içine 1.5 çorba kaşığı şekeri ekleyip, pişmesine son 5 dakika kala ince ince doğradığınız 12 diş sarmısağı tavaya ilave edin.

Ayrı bir kaba 3 adet domatesi rendeleyin ve içine 2 çorba kaşığı zeytinyağı ilave edin. Bu karışımın 1/3’ünü tavadaki soğan karışımına ekleyin.

Patlıcanlar pişince fırından çıkartıp güzelce içini açın ve tuzla tatlandırın. Soğanlı karışımı eşit bir şekilde patlıcanların içine yerleştirin. Kalan domates karışımının diğer 1/3’ünü doldurduğunuz patlıcanların üzerine gezdirin ve patlıcanları bir tencereye dizin. Kalan son 1/3 lük domates sosunu ve 10 dal maydanozun sapını da tencerenin dibine koyun ve kısık ateşte 45 dakika daha pişirin. Dibinde nefis karamelize bir sos oluşacak. Altını kapatmadan ayırdığınız maydanoz yapraklarını ekleyip, tencerenizi ateşten alın. İmam bayıldı soğuduktan sonra servise hazır olacak. Servis öncesi son dakika üzerlerine üç çorba kaşığı zeytinyağı ve nar ekşisi gezdirin.

Malzemeler

6 adet kemer patlıcan
3 adet domates
4 orta boy kuru soğan
12 diş sarımsak
1/2 çay bardağı zeytinyağı
8 adet sivri biber
1 buçuk çorba kaşığı şeker
3 çorba kaşığı nar ekşisi
Zahter kekik
Kararbiber
Tuz

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Klasik İmam Bayıldı

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

imam bayildi 1

6 adet kemer patlıcanı pijamalı kesin, 3 çorba kaşığı zeytinyağı ve tuzla ovun. 200 derecelik fırında 40- 45 dakika kadar arada çevirerek pişirin. Patlıcanlarınız pişerken bir yandan da tavaya 8 çorba kaşığı zeytinyağı koyun, iyice ısınınca içine ince ince doğradığınız 4 orta boy kuru soğanı ekleyin ve kavurun. Soğanlar iyice pembeleşince yarım santim kalınlığında kestiğiniz 8 adet sivribiberi ekleyin ve kavurmaya devam edin. Daha sonra içine 1.5 çorba kaşığı şekeri ekleyip, pişmesine son 5 dakika kala ince ince doğradığınız 12 diş sarmısağı tavaya ilave edin.

Ayrı bir kaba 3 adet domatesi rendeleyin ve içine 2 çorba kaşığı zeytinyağı ilave edin. Bu karışımın 1/3’ünü tavadaki soğan karışımına ekleyin.

Patlıcanlar pişince fırından çıkartıp güzelce içini açın ve tuzla tatlandırın. Soğanlı karışımı eşit bir şekilde patlıcanların içine yerleştirin. Kalan domates karışımının diğer 1/3’ünü doldurduğunuz patlıcanların üzerine gezdirin ve patlıcanları bir tencereye dizin. Kalan son 1/3 lük domates sosunu ve 10 dal maydanozun sapını da tencerenin dibine koyun ve kısık ateşte 45 dakika daha pişirin. Dibinde nefis karamelize bir sos oluşacak. Altını kapatmadan ayırdığınız maydanoz yapraklarını ekleyip, tencerenizi ateşten alın. İmam bayıldı soğuduktan sonra servise hazır olacak. Servis öncesi son dakika üzerlerine üç çorba kaşığı zeytinyağı ve nar ekşisi gezdirin.

Malzemeler

6 adet kemer patlıcan
3 adet domates
4 orta boy kuru soğan
12 diş sarımsak
1/2 çay bardağı zeytinyağı
8 adet sivri biber
1 buçuk çorba kaşığı şeker
3 çorba kaşığı nar ekşisi
Zahter kekik
Kararbiber
Tuz

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Her Şey İçin Teşekkürler – Mucize Lezzetler S2 B36

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Kurutulmuş Etli Kavun Şiş

Kavunu ortadan ikiye bölün. Çekirdeklerini çıkartın. Ben mutfakta çok çeşitli gereçler kullanmıyorum pek ama parizyen kaşığı istisnalarımdan birisi. Bu kaşığın yardımı ile kavundan yaklaşık 50 top çıkartın. Eğer parizyen kaşığınız yoksa ucu sivri bir çay kaşığı yardımı ile de kavun topları yapabilirsiniz. Kavun topları çıkartırken kavuna zarar vermemeye çalışın çünkü kavunun kabuğunu şişleri servis etmekte kullanacağız. Kavundan artan parçaları da atmayın. Malum kavun, salatalık familyasından geliyor o yüzden salatalık yerine kavun da kullanarak salatalarınıza renk katabilirsiniz hatta kısır bile yapabilirsiniz.

Şimdi 50 yaprak rokayı saplarından ayırın. 200 gr yaklaşık 50 dilim kuru eti 5 cmlik parçalar halinde kesin. Bir kapta 150 gr İzmir tulumunu çatal ile ezin. ½ çay bardağı süt ile karıştırıp sos haline getirin ve içine 3 çay kaşığı çörek otu ilave edin. Elinize kuru et alın, aşağı yukarı aynı boyda olan roka yaprağını üzerine koyun üzerine bir kavun topu alın C şeklinde katlayıp şişten geçirin ve ters çevirdiğiniz yarım kavuna şişlerinizi takın. Böylelikle alışıla gelmişin dışında malzemeler kullanarak servis ekipmanlarınızı şekillendirebilir aynı zamanda sofranızı da süslemiş olursunuz. Yemeden önce her şişin her iki tarafını sosa hafif buladığınız da yemede yanında yat dedirtecek.

Malzemeler

1 adet orta boy kavun
200 gr kuru et
150 gr İzmir tulum
½ çay bardağı süt
3 çay kaşığı çörek otu
50 yaprak roka

————————————————————————————————–

Sucuklu Hellimli Peynirli Şiş

Sucukları 1-1,5 cmlik dilimler halinde kesip, çıkan halkaları dört eşit parçaya bölün. 250 gr hellim peynirini aşağı yukarı sucuklarla aynı boyda olacak şekilde kesin. Bütün malzemelerin aynı boyda olmasına dikkat edin ki pişme süreleri eşitlensin. Hellim doğası gereği tuzlu bir peynir olduğu için biraz suda bekletin. Köy biberlerini 7 eşit parçaya kesin, eğer çeri domateslerin en küçüklerinden bulamazsanız onları da mutlaka ortadan ikiye kesin. Sonra sırası ile 1 parça köy biberi, 1 parça hellim, 1 adet çeri domates ve 1 parça sucuğu şişe geçirin ve ızgarada pişirin. Nerede bunun Refika dokunuşu derseniz de, tuzlu Antep fıstığından yapacağımız sos diyebilirim size. Havanın içinde 3 çorba kaşığı Antep fıstığını çok az tuz ve 6-10 dal fesleğen ile birlikte dövün. İçine 3 çorba kaşığı zeytinyağı ekleyin. Bir çay kaşığı ile bu sostan lavaşın üzerine eşit aralıklar ile 6 kaşık koyun. Sanki tost yapar gibi diğer lavaşı da üzerine kapatın, elinizle iyice bastırarak pestonun yayılmasını sağlayın. Nefis sosunuz ile lezzetlendirdiğiniz lavaşlarınızı 6 parçaya kesin. Izgarada pişirdiğiniz şişi bu lavaşlara sarıp afiyetle yiyin.

Malzemeler

250 gr sucuk
250 gr hellim peyniri
7 adet köy biberi
50 adet şişe domates
3 çorba kaşığı Antep fıstığı
6-10 dal fesleğen
3 çorba kaşığı zeytinyağı
Tuz
Lavaş

————————————————————————————————–

Tavuklu Pastırmalı Hurmalı Şiş

Ben tatlıların tavuğa çok yakıştığını düşünüyorum ve bunun için bu defa tavuk ile hurmayı birleştirmeyi istedim. Bir karıştırma kabının içerisine; büyük tavla zarı büyüklüğünde kestiğiniz 4 parça tavuk göğsünü, 5 çorba kaşığı soya sosunu, 3 çorba kaşığı balı, 20 dilim pastırmanın çemenini ve 1 çorba kaşığı pul biberi iyice karıştırın. Çemenin iyice eridiğinden emin olun. 20 dilim pastırmayı tavuklarla aynı boyutta olacak şekilde kesin. Hurmaların çekirdeklerini çıkartıp tavuklarla eşit olacak şekilde kesin. Pastırma ve hurmaları da tavuklara ekleyin ve bütün tatların birbirine karışması için birlikte dinlendirin. Daha sonra her şişe bir parça tavuk, bir dilim pastırma, bir parça hurma şeklinde tekrar ederek dizebilirsiniz. Her şiş 3 parça tavuk, 2 dilim pastırma, 2 parçada hurma birlikte piştiğinde inanılmaz bir lezzet uyumu oluyor.

Malzemeler

4 parça tavuk göğsü
7 çorba kaşığı soya sosu
3 çorba kaşığı bal
4 çorba kaşığı zeytinyağı
9 adet hurma
14 dilim çemenli pastırma
1 şişte 3 tavuk, 3 pastırma, 2 hurma var

————————————————————————————————–

Şişte Burger

Maharet hamburgerin köftesindedir. Genelde Worcestershire sosu kullanılır. Ben bu hamburgerde kullanacağım sosu ülkemizin malzemeleri ile uyarlamak istedim. Bana bu konuda pekmez ve sirke yardımcı oldu. Etin en lezzetli yeri olan döş kısmını kullanın. 500 gr dana döş kıymayı, 1 çorba kaşığı galeta ununu, 1 çorba kaşığı tane hardalı, 1 çorba kaşığı pekmezi, 1 çorba kaşığı sirkeyi, 1 yumurtayı, 1 tatlı kaşığı karabiberi ve tuzu karıştırın. Çok fazla yoğurmayın, kıymanın malzemeler ile karışması yeterli. Kişi başı 50 gr edecek şekilde parçalar ayırın ve küçük köfteler yapın. Izgarada, sevdiğiniz pişkinlik derecesinde; az, orta veya iyi, pişirin. Daha sulu bir hamburger elde etmek istiyorsanız çok fazla pişirmemelisiniz. Bu sırada pastaneden aldığınız yağlı boş sandviç ekmeklerini ortadan ikiye kesin ve içlerinde iz çıkana kadar ızgara edin. Önce pişirdiğiniz ekmeğin alt kısmını sonra köfteyi daha sonra da ekmeğin üst kısmını şişe geçirin. Bu kadar güzel bir karışım ekstra hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak ama daha belirgin tatlar isteyenler için turşu ya da hardal tavsiye edebilirim.

Malzemeler

500 gr döş kıyma
1 çorba kaşığı galeta unu
1 çorba kaşığı tane hardal
1 çorba kaşığı pekmez
1 çorba kaşığı sirke
1 yumurta
1 tatlı kaşığı karabiber
Tuz
12 – 15 adet yağlı boş sandviç ekmeği

————————————————————————————————–

Yaz Şerbeti

Bu tarifin benim için en ama en önemli tarafı şeker yerine pekmez kullanıyor olmak. Bir diğer önemli tarafı da; hani mevsim meyvelerinden iki-üç tane kalır elimizde, hatta biraz yumuşamışlardır, ne yapacağımızı bilemeyiz ya…. İşte tam bu zamanlarda yapmak için ideal. Üçüncü önemli tarafı da ilk yaptığınız anla bir gün bekledikten sonraki tat değişikliği: işte bu değişikliğe bayılacaksınız. Tahmin ediyorum ki size yeni şerbetler üretmek için de pek çok ilham verecek.

Üç adet şeftali ve üç adet sulu armudun kabuklarını soyun ve çekirdeklerini çıkarın. Beş adet kayısının da çekirdeklerini alın ve tüm meyveleri katı meyve sıkacağından geçirip suyunu çıkarın. Katı meyve sıkacağınız yoksa, meyveleri ezerek püre haline getirerek de suyunu çıkarabilirsiniz. Çıkan suyu derin bir sürahi ya da şişeye koyup, üzerine yarım çay bardağı incir pekmezi ilave edin. İncir pekmezi bulamazsanız, üzüm pekmezi de kullanabilirsiniz. İyice karıştırdıktan sonra buz gibi soğuyana kadar buzdolabında bekletin. Servis yapacağınız zaman bardağa önce kırık buz eklerseniz içimi daha da güzelleşiyor. Ayrıca içine dilediğiniz gibi meyve taneleri ya da ferahlık etkisi için nane yaprakları atabilirsiniz. Boğucu, sıcak günler ve gecelerde, gelenekle gündelik hayatı birleştirmenin keyfini bu hoş şerbetlerde bulmanız dileğiyle.

Malzemeler

3 tane armut
3 tane şeftali
5 tane kayısı
1 çay bardağı incir pekmezi

————————————————————————————————–

Şerb-i Sorbe

Bu tarifin benim için en ama en önemli tarafı şeker yerine pekmez kullanıyor olmak. Bir diğer önemli tarafı da hani mevsim meyvelerinden iki-üç tane kalır elimizde, hatta biraz yumuşamışlardır, ne yapacağımızı bilemeyiz ya…. İşte tam bu zamanlarda yapmak için ideal. Üçüncü önemli tarafı da ilk yaptığınız anla bir gün bekledikten sonraki tat değişikliği: işte bu değişikliğe bayılacaksınız. Tahmin ediyorum ki size yeni şerbetler üretmek için de pek çok ilham verecek. Üç adet şeftali ve üç adet sulu armudun kabuklarını soyun ve çekirdeklerini çıkarın. Beş adet kayısını da çekirdeklerini alın tüm meyveleri katı meyve sıkacağından geçirip suyunu çıkarın. Katı meyve sıkacağınız yoksa, meyveleri ezerek püre haline getirerek de suyunu çıkarabilirsiniz. Çıkan suyu buzluğa girebilecek bir kaba koyun üzerine yarım çay bardağı incir pekmezi ilave edin. İncir pekmezi bulamazsanız, üzüm pekmezi de kullanabilirsiniz. İyice karıştırın. Sorbenin hazır olması yaklaşık 6-7 saat sürecek. Tam bir sorbe kıvamı için aşağı yukarı saatte bir sorbenizi çırpmanız gerekecektir. Boğucu, sıcak günler ve gecelerde, gelenek ve gündelik hayatın birleştiği bu tarifi eminin çocuklarınız da çok sevecek.

Malzemeler

3 tane armut
3 tane şeftali
5 tane kayısı
1 çay bardağı incir pekmezi

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül


Yaşasın Esnaf Ruhu – Hürriyet Cumartesi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Esnaf4

Mahalle fırını, kasabı, bakkalı, buzdolapçısı, eskicisi, küçük ev yemekleri veya lezzetli lokantaları, kuruyemişçisi, ev ev gezen tesisatçısı, kuaförü, berberi, ahşap ustası, sahafı… Esnaflık aslen kutsal bir kavram. Bu insanlar kimileri için nostaljik, büyük bir sitede yaşayan biri içinse var olması imkânsız kavramlar. Oysa ben uzaklarda değil İstanbul’un merkezi sayılabilecek Üsküdar’a beş dakika mesafedeki Kuzguncuk’ta oturuyorum. Saydığımdan fazlası küçük sokaklara birer ikişer dağılmış bir şekilde mevcut. Kimini kazıkçı buluyoruz, “Ama malı iyidir” diyoruz, kimini seviyoruz, destek olmak istediğimizden ondan da alışveriş yapıyoruz, bazen iki kasabı veya iki fırını da sevip bir ondan bir diğerinden almaya çalışıyoruz. Bizim mutfağa dekor olarak sepet, ofislere dekoratif ahşap kasa gerektiğinde İnebolu Pazarı yardıma koşuyor. Çok misafirimiz olduğunda ya fırınımızda ya da Ekmek Teknesi’nde hazırladığımız pideleri pişirebiliyoruz. Üstümüz kirlendiğinde veya alışverişimiz geldiğinde S&P outlet, 15 metrekarede bir AVM tatmini yaşatabiliyor. 20 mağazada bulabileceğimiz markalar emrimizde. Taksi durağımızdan biz bir yere gitmeden bize almasını, yapmasını istediklerimiz güzel bir Sait Faik öyküsü olabilecek cinsten. Mahallenin eskicisi Halis Abi’ye “Bize ucuza sandalye bul, kapı bul, çini mozaik bul” diyerek naz yapıyoruz.

Esnaf mutluluğumuzu koruyor. Sabah güleryüzüyle verdiği selamla başlıyor işe. Aynı zamanda işyerimi koruyor, kim girmiş kim çıkmış, ekipten kim benden habersiz ne siparişi vermiş sonra onunla ne yapmış tek tek haber veriyor. Daha sonra canımın çekeceğini gözümün önüne koymuyor. Herkesin ortalama ihtiyacı olan var. Ayaklarımız her daim yere basabiliyor. Böylelikle ben fark etmeden beni ihtiyacım olamayandan, canımı çektireceklerden koruyor.

İYİ GÜNDE KÖTÜ GÜNDE

Esnaf3

AVM yapımının ekonomiye sağladığı katkı aşikâr. İnşaat, bir ekonomiyi en hızlı canlandırma yöntemi. Ancak bu yöntem tam olarak mangalı yakarken saç kurutma makinesi tutmaya benziyor. Bir anda oksijen sayesinde çok hızlı tutuşabiliyor mangal. Ancak tüm mangal boyunca kurutma makinesi tutarsanız sahte bir har oluşur ve iki saat yanması gereken mangal 20 dakikada yanar biter kül olur. İyi olmayan bir ekonomide canlandırma yöntemi olarak inşaat ve AVM anlaşılır olmakla birlikte sonra gelecek krizi hızlandırır ve sonradan yakacak malzeme bırakmayabilir. Oysa esnaf iyi gün ve kötü günde vardır. Veresiye çözümler, ihtiyaçlıya askıda ekmek ve yemekler, kimsenin parası yoksa herkesin bir diğerine el emeğiyle bakmasını sağlar. 1999 krizini hatırlayanlar memlekette neden sosyal patlama yaşanmadığına anlam veremeyenleri de hatırlayacaklardır. Biz zor günlerimizde birbirimize bakardık. Bugün aynısı yaşansa ne olacağını bilemiyorum. Ancak böyle giderse 10 yıl sonra sosyal patlama olacağına emin olabilirim.

DEĞERLERİMİZİ KORUYOR

Esnaf7

Esnaf dediğimiz insan kendi işinin patronu. Dolayısıyla memleketi ayakta tutan orta direği temsil ediyor. Oysa AVM’ler, pek çok marka patronların veya büyük sermayelerin şirketleri. Bu da refahın bir avuç insanda toplanmasına, diğer herkesin çalışan olarak yaşamasına sebep oluyor. Az evvel bahsettiğim değerlerden uzak, para odaklı bir yaşamdan bahsediyoruz. Esnaf, çocukları bakkala göndermeyi, meyve-sebzeyi seçmeyi, çocuk yanlış alınca geri göndererek değiştirme imkânını veriyor. Yazla kışı, iyiyiyle kötüyü ayırt etmeyi çocuklarımıza öğretmeye vesile oluyor. Büyük bir markette her ürün varken esnafta mevsimindekiler oluyor. Mevsimlere göre yemek yemek sağlığın bir parçası.

Esnaf11

Bir AVM kaç esnafın sonu demek?

İSTESOB Başkanı Faik Yılmaz’ın verdiği bilgilere göre 2005’te 4 milyon olan esnaf sayısı bugün 2 milyona geriledi. Bir AVM ortalama 150 esnafın ölmesine, çok daha fazlasının büyük zorluklar içinde işine devam etmesine sebep oluyor. Bugün 2 milyon esnafın yüzde 30-35’i masrafını ancak çıkarıyor. Yüzde 15-20’si siftah yapmadan kepenk indirebiliyor.

*Unuttuğumuz bir doğum günü olunca Dilim Pastanesi’nde Maria’nın cheesecake’leri hayatımızı kurtarabiliyor.

*Klas Köfte’nin sahibi Kadir abinin motosiklet kazasıyla yoğun bakıma giren oğlu için her sabah ve akşam işe gidip gelirken dua ediyorum.

*Mahallenin fırınını, ekmeklerini bozmamalarını “Eski erişteler daha güzeldi” diye yönlendirebiliyorum.

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Refika’dan “Alternatif sahur tarifleri”– Hürriyet Cumartesi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Karpuz Corbasi

Bir süredir sahurla ilgili neler yazılmış, kimler ne tarifler vermiş diye bakıyorum. Verilen tarifler genelde hep birbirine benziyor. Börekler üzerinden akıyor. Oysa evlerde olan, yöresel tarifler çok daha heyecan verici. Çorbalar, kavurmalar, kıymalı yumurtalar. Bense biraz daha uçayım istedim. Çılbıra ve pideye göz kırparak 4 göz yumurta tarifim var. Ferahlatması ve şişirmesi içim bir karpuz çorbası, direnç arttırması için ise incir uyutmasına göz kırpan, arzu ederseniz iftarda da yanında dondurma ile yiyebileceğiniz bir hurma uyutması var. Hurmanın ne kadar lezzetli olduğuna şaşıracaksınız. Son olarak da gün içinde susama, açlık ve kan şekeri düşmesi ile boğuşmamak için vücutta şekeri dengeleyen tarçın mucizesinden bir su var.

Ferahlatan karpuz çorbası

Bu tarif ilk başta isminde çorba var diye garip gelebilir. Ancak normalden çok farklı bir işlem yok. Karpuz, peynir, ekmek, nane dörtlüsüne kibar bir iki dokunuş var.

Çekirdeklerini temizleyin ve el blendırı kullanarak karpuzu püre edin. İki kâse çorba için iki su bardağı karpuz suyuna ihtiyacınız olacak. Karpuz suyuna bir çay kaşığı çörekotu ilave ettikten sonra karıştırın. Sonra buzdolabına alın ve sahura kadar soğutun. Çorbaya tazelik katacak nane püresi için bir avuç taze naneyi, iki çorba kaşığı tozşekerle havanda dövün, yemyeşil görüntüsü ve taze kokusuyla sizi büyüleyecek bir nane püresi elde edin. Bir çorba kaşığı limon suyu ilave edin ve bu püreyi de buzdolabına alın.

İçmeden önce soğuk karpuz suyunu iki kâseye pay edin ve üçgen kestiğiniz 50’şer gramlık beyaz peynir dilimlerini kâselere ilave edin. Ekmek dilimlerinizi bir tavada güzelce kızartın ve kabaca parçalayın, çorbanıza ekleyin. Tam buğday ekmeğinin vereceği tokluk hissi uzun sürecektir.

Hazırladığınız nane püresinden her kâseye bir buçuk çorba kaşığı ekleyip zeytinyağı gezdirin. Hepimizin çok sevdiği karpuz-beyaz peynir uyumunu bir de böyle deneyin.

Hurma Uyutmasi-2

Lezzetiyle şaşırtan hurma uyutması

İncir uyutması pek çok yörede yapılan bir tarif. Ben de hurmayla bundan esinlendiğim, incir uyutmasına göz kırpan bir tarif yapmak istedim. Öncelikle 275 gram sütü ocakta kaynatmadan sadece ılıtın. Daha sonra sütü alın ve mutfak robotunun içine dökün. 16 adet kuru hurmanın çekirdeklerini çıkarın ve sütün içine ekleyip yaklaşık bir saat bekletin. Ardından robotunuzu çalıştırın. Böylece pürüzsüz bir hurma püreniz hazır olacak. Hem şekersiz ve pratik olduğu için hem de hurmanın muhteşem tadıyla meydana geldiği için bu hurma uyutması vazgeçilmeziniz olacak. Her gün yapmak isteyeceksiniz.

Tarcinli Su

Şekeri dengeleyen tarçınlı su

Tarçın çubuğunda inanılmaz bir şeker dengeleme özelliği var. Açlığı gidermekle birlikte şeker arzusunu da bıçak gibi kesiyor. Yatmadan içilen son bir bardak suyun bu tarif olmasını tavsiye ederim. Bir buçuk litre içme suyunu tencerede kaynatmaya başlayın. Kaynamaya başlayınca içine iki tarçın çubuğunu atın, üç-dört dakika kaynamaya bırakın. Tenceredeki suyu tarçın çubuklarıyla şişeleyin ve bir gece buzdolabında bekletin. Böylelikle tarçının bütün aroması iyice suya işleyecek. Buzdolabında uzun süre saklayabilir, iftarla sahur arasında içebilirsiniz.

Dört Göz Yumurta-2

Pideye göz kırpan dört göz yumurta

Önceki günden kalmış hafif kurumuş pidenin üzerindeki bölümü kenarları kalacak şekilde alın. Böylece sığ bir tabağa benzeyecek. Pidenizi, iyice çıtırdaması için 140 derecelik fırına yerleştirin. Bir tavaya yarım kilo domatesi rendeleyin. bir çorba kaşığı tereyağı, yarım çay kaşığı karabiber, yarım çay kaşığı tuz ve bir çay kaşığı kuru kekik ekleyip bir taşım kaynatın.

Bu sırada 250 gram yoğurda yarım çay kaşığı karabiber ekleyin ve güzelce çırpıp kenara alın. Sığ bir tavaya iki bardak su ve iki çorba kaşığı sirke ekleyip kaynatın. Kaynayan suya dört adet yumurtayı kırın. Bu şekilde üç-dört dakika pişirin. Sudaki sirke ısıyla birlikte yumurtanın dağılmasını engelleyecek. Yumurtanın beyazı pişmeli ama sarı kısmı sıvı kalmalı ki yerken keyfi başka olsun.

Bu sırada domates sosuna yumurtanın piştiği sudan sekiz çorba kaşığı ekleyin. Sosun üzerine yarım bağ roka, onun da üzerine hazırladığınız karabiberli yoğurdu ekleyin.

En son yumurtaları patlatmamaya dikkat ederek kevgirle tavadan alıp üstüne koyun. Son dokunuş için üzerine bir çorba kaşığı domates sos, bir çorba kaşığı yoğurt ve bir çorba kaşığı zeytinyağı ekleyin.

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Refika’dan “Soğuk çorbanın üç farklı hali”– Hürriyet Cumartesi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Pancardan, ayşekadın fasulyeden, karpuzdan soğuk çorba olur mu?

İşte, ramazan sofrasına farklı bir serinlik katmak isteyenler için alternatif soğuk çorbalar!

Karpuz Gazpacho (2 kişilik)

Karpuz Gazpacho

200 ml karpuz suyu elde edecek kadar karpuz dilimini önce çekirdeklerinden ayıklayın, ardından blendıra koyun ve sıvı hale gelene kadar çekin. Saplarından ayırdığınız dört ufak sivribiberi ve iki orta boy domatesi atıp çalıştırın.

Tüm malzemelerin sıvı hale geldiğinden emin olun. İçine iki çay kaşığı iri taneli tuz, bir çay kaşığı karabiber ekleyin.

Bu sırada iki dilim tam buğday ekmeğinizi tavla zarı şeklinde kesin. Döküm tavada iyice kızartın ve güzelce kuruyup çıtırdamaları için kenara alın. Yaklaşık iki porsiyonluk çorbanızı servis tabaklarına alın. Üzerlerine ikişer çorba kaşığı zeytinyağı dökün. Elinizle gelişigüzel parçaladığınız beyaz peynir, kıtır ekmekleri de serpiştirin.

Ekşi Kremalı Soğuk Pancar Çorbası (2 kişilik)

Pancar Corbası1

Dört orta boy pancarı üzerlerindeki çamuru iyice temizleninceye kadar yıkayın. Ardından tencereye yerleştirin ve soğuk su ilave edip, yüksek ateşe koyun. Pancarı kabuğuyla haşlayın ki o güzel rengi içinde saklı kalsın.

Su kaynamaya başlayınca tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte yaklaşık yarım saat pişirin. Pişip pişmediğini anlamak için bıçak batırarak yumuşaklığını kontrol edin. Pancarlarınız piştiğinde hemen süzün ve bir kenara alın, biraz soğumaları soyma işlemini kolaylaştıracak.

Kabuklarını soyduğunuz pancarları doğrayıp mutfak robotuna alın ve iki çorba kaşığı zeytinyağı, bir çay kaşığı tuz ilave edin. Azar azar su ilave ederek robotu çalıştırın. Pancarın büyüklüğüne göre gerekli su miktarı değişebilir. Püreden biraz daha sıvı, yoğun bir çorba kıvamına gelene kadar kontrollü bir şekilde su ekleyin. Nefis, pürüzsüz bir çorbanız olacak, servis yapana kadar iyice soğuması için buzdolabında muhafaza edin.

Sıra geldi krema hazırlamaya. Bir kapta iki çorba kaşığı yoğurdu ve bir çorba kaşığı labne peynirini pürüzsüz bir kıvam alana kadar çırpın.

Kâseye aldığınız çorbanın üzerine ev yapımı ekşi kremadan dolu bir çorba kaşığı ekleyin. Üzerine yaklaşık bir tatlı kaşığı nar ekşisini gezdirip taze karabiberini çekin ve soğuk soğuk servis edin.

Rengiyle sizi büyüleyecek çorbanız hazır. Pancarı taze yaprakları hâlâ üzerindeyken alacak kadar şanslıysanız, körpe yapraklarını seçip çorbanın üstüne serpiştirebilir, böylece pancar yapraklarının eşsiz güzelliklerinin ve çıtır lezzetlerinin de çorbanıza eşlik etmesini sağluk çorba

 Ayşekadın Çorba (2 kişilik)

Aysekadin Corbasi1

1 adet orta boy domatesi rendeleyin, yarım çorba kaşığı zeytinyağıyla iki-üç dakika pişirin. Domates suyunu çekip, hafif yoğunlaşsın. Arzu ederseniz bir tutam tuz ve karabiberle lezzetlendirebilirsiniz. Altını kapadıktan sonra oda sıcaklığına gelmesi için kenara alın. Sonra domates sosunu buz kalıplarınıza döküp buzluğunuza yerleştirin.

Yarım ay şeklinde doğradığınız küçük boy kuru soğanı iki çorba kaşığı zeytinyağında, soğanlar iyice saydamlaşana kadar pişirin. Yarım çay kaşığı tozşeker ilave edip bir-iki dakika daha pişirin ve ince dilimlediğiniz iki diş sarmısağı da ilave edin. Sarmısağın güzel kokusu çıkana kadar kısık ateşte pişirmeye devam edin.

Ayşekadın fasulyeleri bir santimlik ufak parçalar şeklinde doğrayın. Fasulyeleri, pişen soğan ve sarmısaklara ilave edin. Hemen ekleyeceğiniz bir çay kaşığı tuzla fasulyenin yeşil kalmasını, renginin solmamasını sağlayacaksınız. Ara ara karıştırarak, kısık ateşte yaklaşık 10 dakika kavurun. Sonra bir su bardağı suyu ilave edip, kaynayınca altını kısın ve tencerenin kapağını kapatın.

Fasulyeler piştiğinde, tenceredeki tüm malzemeyi, dört dal fesleğenin yapraklarını ve bir çorba kaşığı limon suyunu el blendırıyla püre edin. Oda sıcaklığına gelene kadar dışarıda bekletin, daha sonra iyice soğuması için buzdolabına alın.

Servisten hemen önce çorbanızı tabağınıza alın, domates sosuyla yaptığınız buz küplerinizi hafif kırarak çorbaya ilave edin ve rendelediğiniz limon kabuğuyla süsleyin. Arzu ederseniz iki-üç damla zeytinyağı da ilave edebilirsiniz.

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Bol Çıtırtılı, Fasulyeli Pilav Tarifi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Fasulyeli_Pilav.jp

İki adet soğanı kalın halkalar halinde doğrayın. Yuvarlak, seramik bir tavaya dört çorba kaşığı zeytinyağı ekleyin; yağ ısınınca soğanları koyun ve karamelize olana kadar pişirin. Karamelize etmenin ince bir sınırı vardır, o sınırı geçince hafif yanar soğanlar; ona dikkat edin.

Yaklaşık 200-250 gram kadar yeşil fasulyenin kılçıklarını havuç soyma aletiyle temizleyin. Karamelize olan soğanları bir tabağa çıkartın ve tavaya iki-üç çorba kaşığı daha zeytinyağı ekleyin ve fasulyeleri de tavada çevirin. Fasulyeyi iyice öldürmemek gerek. Ağzınıza attığınızda pişmiş hissini alabilmek bir yandan da hafif çıtır halini koruyabilmek gerekiyor. Bir adet kurutulmuş kırmızı biberi küçük küçük doğrayıp fasulyelerle biraz çevirin ve ardından fasulyeleri de bir tabağa alın.Aynı tavayı kullanmaya devam edin ki fasulyenin de soğanın da lezzetleri pilava iyice geçsin. Bir çorba kaşığı tereyağ ve iki çorba kaşığı zeytinyağını kızdırın ve bir bardak pirinci ve soğanların yarısını koyun ve çevire çevire kavurun. İki bardak sıcak suyu yavaş yavaş tavaya dökün, istediğiniz miktarda tuz ekleyin ve karıştırın. Pilavınız bir kenarda suyunu çekmeye dursun diğer yanda ufak bir tavada da kalan soğanı, kaba parçalara kırdığınız bir buçuk avuç cevizi ve iki çorba kaşığı susamı bir buçuk çorba kaşığı susam yağında çevirin. Cevizlerin ve susamların yağı çıkıp rengi dönmeye başladığında tamamdır.

Artık fasulyeyi ve soğanlı cevizli karışımı pirinçle karıştırmanın vakti geldi. Üzerine birkaç damla susam yağı gezdirip, doğradığınız iki-üç dal maydanozla da süslediniz mi tabağınızı bol çıtırtılı bir şenliğe hazır olun.

Malzemeler

200 – 250 gr yeşil fasulye
1 su bardağı pirinç
2 adet soğan
1 adet kurutulmuş kırmızı biber
1,5 avuç ceviz içi
2 çorba kaşığı susam
2 su bardağı sıcak su
2-3 dal maydanoz
1 çorba kaşığı tereyağı
1,5 çorba kaşığı susam yağı
9-10 çorba kaşığı zeytinyağı
Tuz

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Salatalıklı Ayran Tarifi

$
0
0

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

salatalikli_ayran

Salatalığınızı iyice yıkayın, bu tarifte kabukları ile beraber kullanacağımız için bu önemli. Ben Çengelköy salatalığı kullandım fakat siz bulabildiğiniz salatalık ile yapabilirsiniz. In love shakeriniz içine 8 çorba kaşığı yoğurdu, 2 adet gelişi güzel doğradığınız salatalığı, 10 yaprak taze naneyi, 8 adet buz küpünü , 200 ml içme suyunu ve damak tadınıza göre tuzunu ilave edip, shakeri çalıştırın. Bütün malzemelerin iyice pürüzsüz olmasına özelliklede buzların tamamen kırıldığından emin olun. Sıcak yaz günlerinde buz gibi salatalıklı ayranınız hararetinizi alacaktır.

Malzemeler

200 ml su
8 corba yogurt
2 adet salatalik
10 yaprak nane
8 adet buz
Tuz

Refika'nın Mutfağı - Refika Birgül

Viewing all 948 articles
Browse latest View live